6 Haziran 2014 Cuma


Böceklere Ait Fosil Örnekleri (1/2)


Karınca

Dönem: Senozik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Evrimciler, karıncaların 80 milyon yıl önce yaban arılarından türediklerini, 65 - 40 milyon yıl önce aniden sözde "kendi iradeleriyle" sosyalleşmeye başladıklarını ve böceklerin evriminin en üst basamağını oluşturduklarını iddia ederler. Eğer evrimcilerin bu iddiaları doğru olsaydı, resimde gördüğünüz 50 milyon yaşındaki karınca fosilinin günümüzdeki karıncalardan çok farklı olması, bir başka böcekle karınca arası garip bir canlı olması gerekirdi. Ya da bugün sahip olduğu uzuvlarının pek çoğunun eksik veya yarım olması lazımdı. Fakat amberdeki karınca ile günümüz karıncaları arasında hiçbir fark yoktur ve bu durum evrimcilerin iddialarını geçersiz kılmaktadır.

Sıçrayan Örümcek

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Sıçrayan örümceklerin özelliği, ağ kurup beklemek yerine avını sıçrayarak yakalamasıdır. Bu örümceklerin mekanizmaları o kadar mükemmeldir ki, yarım metre uzağından uçan bir böceği sıçrayarak havada yakalayabilir. Örümcek, şaşırtıcı sıçrayışını, hidrolik basınç ilkelerine göre çalışan sekiz bacağı sayesinde yapar.
Bu şaşırtıcı özelliğe tarihin ilk gününden beri var olan tüm sıçrayan örümcekler sahiptir. Hiçbiri bu özelliği aşama aşama kazanmamış, hepsi bu özellikle birlikte yaratılmıştır. Resimde görülen 50 milyon yaşındaki, günümüzdeki örneklerinden hiçbir farkı olmayan, sıçrayan örümcek de bu gerçeğin kanıtıdır.

Kelebek Larvası

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Tırtıl olarak da bilinen kelebek larvaları yumurtadan çıktıklarında ilk besinleri, içinden çıktıkları yumurtadır. Larva süresi, kelebeklerin türlerine göre farklılık gösterir. Tarih boyunca var olan tüm kelebekler ve larvalar aynı özelliklere sahip olmuştur. Resimde görülen ve günümüzdeki kelebek larvalarından hiçbir farkı olmayan 50 milyon yıllık larva da bu gerçeği teyit etmektedir.

Archaeognatha (Tüylü Kuyruk)

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Tüylü kuyruklular (Thysanura) takımı içinde, Archaeognatha alt takımını oluşturan bu böcekler, genellikle taşlık yerlerde yaşarlar. On milyonlarca yıldır özelliklerini hiç değiştirmeden varlıklarını devam ettirmektedirler.
Bulunan her yeni fosil, Darwinistlerin içinde bulunduğu açmazı biraz daha büyütürken, Yaratılış'ın açık bir gerçek olduğunu yeniden göstermektedir. Archaeognatha gibi sayısız canlı evrimi reddetmekte, yaratıldıklarını söylemektedir.

Resimdeki üç böcekten sadece yanlarda bulunan ikisi karınca, ortadaki ise bir sıçrayan örümcektir. Aralarındaki fark örümceklerin karıncalardan bir çift fazla bacaklarının bulunmasıdır.

Sıçrayan Örümcek

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Bazı sıçrayan örümcek türleri aynı zamanda çok iyi birer kamuflaj ustasıdır. Örneğin Myrmarachne türü sıçrayan örümcekler karınca taklidi yapar. Üstelik sadece görünümleriyle değil davranışlarıyla da karıncaları taklit eder. Karıncalardan iki ayak fazlası olan örümcek, bu iki ayağını anten gibi havaya kaldırarak karıncaların altı ayaklı görünümünü taklit eder. Peki bu örümcek hem kendi görünümünü, hem karıncaların görünümünü teşhis edip, aradaki farkı nasıl ortadan kaldırabileceğini hangi akılla planlamaktadır? Üstelik bu kabiliyete bundan on milyonlarca yıl önce yaşamış olanlar da aynı şekilde sahiptir. Darwinistlerin evrim mekanizmalarıyla bu durumu açıklayabilmeleri mümkün değildir. Hiç şüphesiz diğer tüm canlılar gibi örümcekler de Allah'ın ilhamıyla hareket etmekte, Allah'ın onlara bahşettiği özellikleri kullanmaktadır.

Sıçrayan Örümcek

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Görünümleri, yapıları, yetenekleri ve bütün uzuvlarıyla tüm sıçrayan örümcek türleri var oldukları ilk günden beri aynıdır. Sıçrayan örümceklerin çok sayıda farklı aşamadan geçerek bugünkü hallerini aldıklarına dair hiç fosil örneği yokken, milyonlarca yıldır aynı olduklarını gösteren sayısız fosil vardır. Bunlardan biri de resimdeki 50 milyon yıllık amber içinde sıçrayan örümcek fosilidir.

Sinek
Çarpılı Örümcek

Çarpılı örümcek ve Sinek

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Araneidae familyasına dahil olan bu örümceklerin sırtlarında beyaz benekler bulunur. Bir diğer önemli özellikleri ise yuvarlak ağ örüyor olmalarıdır. Resimde amber içinde görülen örümcek ve sinek 50 milyon yaşındadır. Bu canlılar on milyonlarca yıldır değişmeyen yapılarıyla, evrim teorisine meydan okumaktadır.

Örümcek

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Gnaphosidae familyasına dahil olan resimdeki örümcek fosili 50 milyon yıllıktır. Bugün yaşayan örneklerinden hiçbir farkı bulunmamaktadır. Bu farksızlık, Darwinist mantıklarla açıklanamaz. Eğer Darwinist mantıklar geçerli olsaydı söz konusu canlıların aradan geçen 50 milyon yıl içinde değişe değişe bambaşka canlılara dönüşmüş olması gerekirdi. Ama böyle bir değişim yaşanmamıştır. Yaşanması da mümkün değildir, çünkü canlılar herhangi bir evrimsel süreçten geçmemiştir.

Kabuk Biti

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Burma
Kabuk bitleri, Psocoptera takımına dahil olan canlılardır. Bilinen en eski fosilleri Permiyen dönemine (290 – 248 milyon yıl) aittir. Resimdeki kabuk biti ise bundan 100 milyon yıl önce, Kretase döneminde (144 – 65 milyon yıl) yaşamıştır. Kanatları, gözleri, diğer tüm uzuv ve organlarıyla yüz milyonlarca yıldır eksiksiz olarak varlığını devam ettiren kabuk bitleri, evrimcilerin hayal ürünü senaryolarını geçersiz kılmaktadır.

Yaban Arısı

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Burma
Darwinistlerin tüm beklentilerine ve uğraşlarına rağmen, fosil kayıtları umdukları delili kendilerine sağlamamıştır. Elde edilen her fosil canlıların var oldukları müddetçe hiç değişmediklerini ortaya koymakta ve canlı türleri arasında herhangi bir evrimsel geçiş gözlenmemektedir. Bu gerçek, Chicago Doğa Tarihi Müzesi'nde Jeoloji Bölümü Başkanlığı yapmış olan David M. Raup tarafından şöyle ifade edilir:
"Fosil kayıtları Darwin'i şaşırtmıştı… Şu anda biz Darwin'den yaklaşık 120 yıl sonrasındayız ve fosil kayıtları hakkında bilgimiz büyük oranda artmıştır. Elimizde çeyrek milyon fosil türü bulunmaktadır, ancak durum pek fazla değişmemiştir. Evrim kaydı, hala şaşırtıcı şekilde sarsıntılıdır…" (David M. Raup, Conflicts Between Darwin and Paleontology, Field Museum of Natural History Bulletin, Vol. 50, No. 1, Ocak, 1979, s. 25)

Gal Sineği

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Burma
Üstün uçuş teknikleri ve göz yapılarıyla sinekler evrimciler için önemli bir çıkmazdır. Kanatlar ve göz gibi kompleks yapıların kademeli oluşumla açıklanması mümkün değildir. Bugüne kadar kanatları kısmen oluşmuş herhangi bir sinek türünün fosiline rastlanmamıştır. Elde edilen her sinek fosili kanatlarıyla, görme sistemiyle ve diğer tüm yapılarıyla tamdır. Bu gerçek evrimcileri derin bir sessizliğe mahkum etmektedir. Çünkü bu bulguların anlamı, canlıların evrim geçirmediği, Allah tarafından yaratıldığıdır.

Suikatsçı Böcek

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Hemiptera adı verilen takımın altındaki böcek türleri tahta kurularını, tıs böceklerini ve yarım kanatlıları kapsamaktadır. Resimdeki suikastçı böcek de bu takıma dahil olan canlılardan biridir. Bu böcekler incelendiğinde, 25 milyon yıllık resimdeki fosilden bir farklarının olmadığı görülür. Bu durum, böceklerin evrimi hikayesini tamamen çürütmektedir. Darwinistlerin iddia ettikleri gibi böcekler evrim geçirmemişlerdir. Yüce Rabbimiz tüm canlıları farklı türler halinde yaratmıştır. Böcekler de bu türlerden biridir ve bu örnekte de görüldüğü gibi milyonlarca yıldır hiçbir değişikliğe uğramamışlardır.

Bir Tür Bitki Böceği (Dascillidae)

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Resimdeki bitki böceği Dascillidae familyasına dahil bir canlıdır. Bu familya altında 15 cins ve yaklaşık 80 türün yaşadığı tahmin edilmektedir. Resimdeki böcek ise, 25 milyon yıllık olup günümüzdeki benzerleriyle tamamen aynı özelliklere sahiptir. Bu canlı, evrimcilerin iddia ettikleri 'böceklerin evrimi' safsatasını tamamen ortadan kaldırmaktadır.

Hamam Böceği

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Amberin içinde birlikte fosilleşen bu iki canlı 25 milyon yıl önceden günümüze ulaşmıştır. Dikkatle incelendiğinde gerek hamam böceğinin günümüzdeki benzerlerinden farksız oldukları görülür. Fosil kayıtları hamam böceklerinin hiçbir değişim geçirmeksizin bir anda ortaya çıktıklarını göstermektedir. Son derece kompleks sistemlere ve özelliklere sahip olan bu canlının herhangi bir ara aşamadan geçmeden var olması, Allah'ın yaratışının delillerindendir.
Evrimci bir yayın olmasına rağmen, Focus dergisi, hamam böceklerini örnek vererek, fosillerin evrim teorisine vurduğu darbeyi açıkça itiraf etmektedir:
"... Teoride, değişen çevre koşulları, düşman türler, türler arası rekabet gibi çeşitli baskı unsurlarının doğal seçime neden olması, mutasyona uğramış avantajlı türlerin seçilmesi ve bu türlerin, bu kadar uzun zaman içinde çok fazla değişikliğe uğraması gerekiyordu. AMA GERÇEKLER BÖYLE DEĞİL. Söz gelimi, hamam böceklerini ele alalım. Çok hızlı ürüyorlar, ömürleri de kısa, ama yaklaşık 250 milyon yıldan beri aynılar. Daha çarpıcı bir örnek ise archaebakteriler. Tam 3.5 milyar yıl önce, dünya henüz çok sıcakken ortaya çıktılar, günümüzde de Yellowstone Milli Parkı'ndaki kaynar sularda yaşamaya devam ediyorlar." (Focus, Nisan 2000)

Teke Böceği

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Cerambycidae familyasına dahil olan bu böceklerin en önemli özelliklerinden biri, bedenlerinden kat kat uzun olan ve teke boynuzunu andıran kavisli antenleridir. Asya'da yaşayan bazı türlerde antenlerin 22 cm.'ye kadar ulaştığı bilinmektedir.
Amber içinde fosilleşmiş bu canlılar, adeta milyonlarca yıl önceden gelerek, evrim teorisinin geçersizliğini ilan etmektedir. Fosil kayıtlarının günümüzde neredeyse tamamlanmış olması, evrimci paleontologlar açısından büyük bir hayal kırıklığıdır. Çünkü sayısız fosil elde edilmesine rağmen, içlerinden Darwinizm'e delil olabilecek bir tane bile fosil çıkmamıştır. Üstelik elde edilen fosiller, evrime bir delil sunmamalarının yanı sıra, öne sürülen sahte delilleri de ortadan kaldırmaktadır. Yani fosil araştırmaları, Darwin'in ve onu izleyen evrimcilerin beklentilerini değil, hiç beklemedikleri bir gerçeği, Yaratılış gerçeğini sunmuştur.

Tenebrio (Un Kurdu)

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Tenebrionidae (siyah kınkanatlılar) familyasına dahil olan bu canlı aslında bir tür larvadır. Bu familyadaki böceklerin larvaları tarım zararlısı olan canlılardır. Örneğin resimdeki fosili görülen un kurdu en bilinen tarım zararlılarından biridir.
Bundan 25 milyon yıl önce yaşayan un kurtlarıyla günümüzdekiler arasında hiçbir fark olmadığını ortaya koyan resimdeki amber, evrimi yalanlayan bulgulardan biridir. Canlıların evrim geçirmediğini, tüm canlıların başlangıçta farklı türler halinde ve kompleks canlılar olarak bugünkü halleriyle yaratıldıklarını ispatlayan önemli bir delildir.

Tırtıl

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Darwin gelecekte yapılacak fosil araştırmalarından çok umutluydu. Ne var ki onun döneminin üzerinden 150 yıla yakın süre geçmesine rağmen yapılan araştırmalarda Darwin'in beklediği ara geçiş formlarına hiç rastlanmadı. Bu süre boyunca bulunan tüm fosiller, tesadüften kaynaklanan bir karmaşanın değil, Allah'ın yaratışının delili olan mükemmel bir düzenin göstergesiydi. Teoriye en büyük darbeyi fosiller indirdi. Resimde görülen 25 milyon yıllık tırtıl, günümüzdeki tırtıllara olan tıpatıp benzerliğiyle, Darwinizm'i geçersiz kılan fosillerden biridir.

Enicocephalid

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Evrimciler, tüm canlı türlerinin birbirlerinden meydana geldiklerini, türler arasında varsaydıkları dönüşümün sürekli olarak devam ettiğini iddia etmektedirler. Oysa böyle bir sürekli değişim, mutlaka sayısız ara formun yaşamış olmasını, dolayısıyla varsayılan sözde evrimsel gelişimin fosil kayıtlarında izlenebilir olmasını gerektirir. Ancak ne ortada böyle bir ara form mevcuttur ne de sözde evrimsel gelişimi fosil kayıtlarında izleyebilmek. Örneğin resimde görülen Heteroptera takımına dahil olan Enicocephalid, günümüzdekilerin tamamen aynısıdır. 25 milyon yıl boyunca bu böcekler hiç değişmeden varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bu durumda söz konusu canlıların evriminden de söz etmek mümkün değildir.

Amfipot Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Genel görünümleriyle tesbih böceklerini andıran amfipotlar (tırnaksılar), bilinen iki alt takımla temsil edilirler. Daha çok denizlerde ve tatlı sularda, bazı türleri de nemli ve sıcak karalarda yaşarlar. Kıyıda yaşayanların en önemli özelliklerinden biri, yön bulma duyularının çok güçlü olmasıdır.
Evreni, galaksileri, bunların olağanüstü dengelerini, Dünya üzerinde yaşamı, bildiğimiz veya bilmediğimiz birbirinden çeşitli canlıları, bunların yaşam şekillerini, insanı, her canlının sahip olduğu tek bir DNA'da görev alan tek bir enzimi, yeryüzündeki milyarlarca ağaçtan sadece bir tanesinin üzerinden düşen tek bir yaprağı, bu yaprağın üzerindeki tek bir mikroorganizmayı, bu mikroorganizmanın fotosentez yapan organellerini yaratan, bunların tümünü bilen, bunları her an kontrolü altında tutan Allah'tır. Yüce Allah için, kuşkusuz dilediği bir zamanda, tek bir an içinde birbirinden çeşitli sayısız canlıyı yaratmak çok kolaydır. Resimdeki 25 milyon yıllık amfipot da Rabbimiz'in üstün yaratışının delillerinden biridir.

Pedilid böceği
Mantis
Mantar sivrisineği

Mantis, Pedilid Böceği, Mantar Sivrisineği Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Bu amber içinde aynı anda fosilleşmiş üç farklı böcek bulunmaktadır. Hepsinin yaşı 25 milyon yıldır. Bugünkü benzerleriyle tamamen aynı özelliklere sahip olan bu böcekler, diğer bütün canlılar gibi, evrimin hayali bir süreç olduğunun ispatıdır. Tüm canlıların yapıları, kusursuz birer yaratılış harikasıdır, benzersiz birer sanat eseridir. Bu eserlerin sahibi, bütün varlıkların Yaratıcısı, alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır. Rabbimiz bir şeyi dilediği an, onun için emri yalnızca "Ol" demesidir.

Ağaç Kabuğu Biti Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Ağaç kabuğu bitleri Psocoptera takımına dahil olan canlılardır. Resimdeki 25 milyon yıllık fosil, ağaç kabuğu bitlerinin tarih boyunca hep aynı şekilde var olduklarını, evrimleşmediklerini ve ilkel bir atadan gelmediklerini ispatlamaktadır. Evrimciler bu gerçeği göz ardı etmekte ısrarcı oldukları müddetçe, olmayan ara geçiş formlarını aramaya devam edecek, sahtekarlıklarla insanları aldatmayı sürdürecek ve boş bir hayalin peşinden koşarak tüm ömürlerini harcayacaklardır. Ancak tüm bu çabaları, canlıların Yüce Allah'ın eseri olduğu gerçeğini asla değiştirmeyecek ve her geçen gün daha çok insan Darwinizm'in masallarını dinlemekten vazgeçecektir.

Parlak Kınkanatlı (Nitidulidae) Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Nitidulidae (parlak kınkantlılar) familyasına dahil olan böceklerin sadece çiçekler üzerinde yaşayan türleri zararlı olarak kabul edilir. Türlerin büyük çoğunluğu polenler ve bitki öz sularıyla beslenir. Bugün yaşayan parlak kınkanatlıların sahip olduğu tüm özelliklere bundan milyonlarca yıl önce yaşamış olanları da sahiptiler. Fosil bulgularıyla da ispatlanmış olan bu gerçek, söz konusu böceklerin aşama aşama oluşmadıklarının yani evrim geçirmediklerinin göstergesidir.

Çekirge Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Darwin hayattayken, mevcut fosil bulgularının teorisini doğrulamadığının farkındaydı. Ancak ilerleyen tarihlerde fosil sayısının artacağını ve bulunacak fosiller içinden mutlaka teorisini destekleyecek bulgular elde edileceğini düşünüyordu. Darwinistler de Darwin'in bu ön görüsüne kayıtsız şartsız inanmışlardı. Ancak elde edilen her yeni fosille, hem Darwin'in ön görüleri yalanlandı hem de Darwinistlerin bütün umutları suya düştü. Canlılığın evrim geçirdiğini gösteren hiç fosil bulunmadı. Bulunan her fosil, Yaratılış'ın reddedilemez bir gerçek olduğunu ortaya koydu. Bunlardan biri de resimdeki 25 milyon yıllık çekirge fosilidir. 

Kambur Sinek Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Resimdeki kambur sinek, bundan 45 milyon yıl önce yaşamıştır. Şu an dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan türdeşleriyle tamamen aynı özellikleri göstermektedir. Bu da evrimin hiçbir zaman yaşanmadığının önemli delillerinden biridir. Kuşkusuz Allah için, şu an yeryüzünde var olan canlıların tümünü, evreni, gezegenleri ve daha nicesini, dilediği zaman yok edip dilediği zaman tekrar yaratmak çok kolaydır. Bu, evrimcilerin kavrayamadıkları çok önemli bir gerçektir.

Dans Sineği Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Diptera takımının bir başka üyesi de Empididae (dansçı sinekler) familyasına mensup olan dans sineğidir. Bir amberin içinde fosilleşen bu canlı, tüm özellikleriyle muhafaza olmuş, böylece yaşayan benzerleriyle hiçbir farkının olmadığı açıkça görülmüştür. Somut bulgular, evrimin hayal ürünü bir senaryo olduğunu ortaya koymuş, teoriyi tamamen geçersiz kılmıştır.

İşçi Karınca Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Resimde görülen işçi karınca Hymenoptera (zar kanatlılar) takımına Formicidae familyasına dahildir. Açıkça görüldüğü üzere, günümüz işçi karıncalarından farksızdır.
Olaylara objektif bakan ve mantıklı düşünen bir insan için aslında gerçek apaçıktır: Bilimin ulaştığı son noktada evrim teorisinin yeri yoktur. Darwinistler, kendi zihinlerinde oluşturdukları bir hayalin peşinden gitmekte, her türlü bilimsel delile rağmen bu saplantılarından bir türlü vazgeçememektedir.

Dans Sineği Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Resimde Rusya'dan bulunmuş, 45 milyon yıl öncesine ait bir dans sineği fosili görülmektedir. Bu canlı da diğerleri gibi amber içinde fosilleşerek tüm özellikleriyle günümüze ulaşmıştır. Bu haliyle evrimcilerin, Allah'ın kusursuz yaratışı karşısında, her zaman olduğu gibi, ne kadar büyük bir mağlubiyet yaşadıklarını bir kez daha ortaya koymaktır.

Elateridae (Takla Böceği) Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Tarihin hiçbir döneminde evrim yaşanmamıştır ve fosiller bunu en güzel şekilde delillendirmektedir. Fosiller, günümüzden milyonlarca yıl önce yaşamış olan canlıların birer yaratılış harikası olduklarını ve Allah'ın üstün gücü ile bir anda, kusursuz şekilde var edildiklerini göstermektedir. Evrimcilerin teorilerini destekleyecek en önemli dayanaklarından biri olmasını umdukları paleontoloji, Yaratılış gerçeğini desteklemiş ve evrim teorisini geçersiz kılmıştır. Resimdeki 45 milyon yaşındaki Elateridae fosili de bu gerçeği bir kez daha vurgulamaktadır.

Güve Sineği Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Evrimciler tüm arayışlarına ve uğraşlarına karşın, fosil kayıtlarında herhangi bir canlı türünün evrimle ortaya çıktığına dair en küçük bir kanıt dahi bulamamışlardır. Resimdeki 45 milyon yıllık güve sineği amberi de evrimcilerin ne kadar çıkmaz bir yolda olduklarının, boşa çaba sarf ettiklerinin açık bir ispatıdır. Diğer tüm canlılar gibi, güve sinekleri de hep güve sineği olarak yaşamış, başka bir canlıdan türememiş, var oldukları müddetçe evrimsel bir değişim geçirmemişlerdir.

Asalak Yaban Arısı Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Rusya
Darwin'in ileride bulunmasını beklediği ara geçiş örnekleri, Darwin'in ardından 150 yıla yakın süre geçmesine rağmen hala bulunamamıştır. Sayısız canlı türünün, herhangi bir evrim süreci olmadan ortaya çıktıkları bilimsel delillerle ispatlanmıştır. Bu kadar delile rağmen teoriyi savunma konusunda cahilce diretmek şiddetli bir ön yargının göstergesidir. Bu konuda evrimcilere sunulabilecek sayısız delilden biri de, 50 milyon yıl önce yaşamış Braconidae familyasından olan bu arıdır. 50 milyon yıldır değişmeyen yapısıyla bu canlı, evrimcilerin yanlış yolda olduklarını söylemektedir.

Uzun Bacaklı Sinek Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Resimdeki uzun bacaklı sinek gibi, bu kitapta gördüğünüz yüzlerce (ve dünya üzerindeki milyonlarca) fosil, evrim diye bir olayın kesinlikle yaşanmadığının, canlıların dünya üzerinde bir anda kusursuz olarak ortaya çıktığının, yani yaratıldığının apaçık ispatıdır. Tüm evreni ve içindeki canlı cansız tüm varlıkları, yerlerin göklerin ve bu ikisi arasındaki herşeyin sahibi olan Yüce Allah yaratmıştır. Evrimciler bir ön yargıya saplanmış şekilde, büyük bir cahillik içinde bu teoriyi savunmaktadır. Onlara en güzel cevaplardan birini ise fosiller vermektedir. Fosiller hiçbir tartışmaya yer vermeyerek, evrimin bir kandırmaca olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Örümcek Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Evrim iddiasının doğru olup olmadığının görülebileceği en önemli ve net bulgulardan biri fosil kayıtlarıdır. Bugüne kadar yeryüzünün oldukça büyük bir alanı kazılıp araştırılmış, milyonlarca fosil bulunmuştur. Bu fosiller içinde, geçmişte evrim yaşandığını gösteren hiçbir örnek çıkmamıştır. Fosil kayıtları, her yönüyle, Allah'ın Yüce Varlığı'nı, mükemmel yaratma sanatını ve üstün kudretini göstermektedir. Amber içindeki 45 milyon yıllık bu örümcek de, Yaratılış gerçeğinin delillerinden olan bir fosildir. 

Güve Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Bilimin hiçbir dalı, evrim teorisini desteklememekte, aksine sürekli olarak onu çürütecek deliller sunmaktadır. Canlılar evrimleşmemişlerdir. Amberin içinde fosilleşmiş olan bu güve de 45 milyon yıldan beri bu gerçeğin bir ispatı olarak durmaktadır. Yakından incelendiğinde, bugünkü güvelerden hiçbir farkı olmadığı, yani güvelerin de, diğer canlılar gibi, evrim geçirmedikleri anlaşılacaktır. 45 milyon yıl önce yaşayan güveleri de günümüzdekileri de  şu anki halleriyle kusursuz olarak yaratan Allah'tır.

Kelebek Larvası Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Evrimcilerin yaklaşık 150 yıldır hikayesini anlatıp durdukları "evrim süreci" bir hayaldir. Evrim yaşanmamıştır. Canlılar evrimleşerek gelişim göstermemişler, birbirlerinden dönüşerek türleri meydana getirmemişlerdir. Evrim teorisinin "tek bir iddiası" bile bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Darwinizm, en büyük dayanağı ve en önemli şahidi olması gereken fosil kayıtlarından "tek bir delil" getirememiştir. Aksine 50 milyon yıllık kelebek larvası fosili gibi, tüm fosiller evrimi yerle bir etmişlerdir.

Raphidioptera (Deve Sineği) Larvası Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Yaklaşık 100 türü olduğu bilinen deve sinekleri, ağaçlık alanların gölgelik kısımlarında yaşarlar. Raphidioptera larvaları yırtıcıdır. Başta zararlı yaprak bitleri olmak üzere küçük hayvanlarla beslenirler. Larvaların gelişimi ortalama iki yıl sürer. Bu iki yıl içinde larva pek çok evreden geçer.
Resimde görülen 50 milyon yaşındaki Raphidioptera larvasının günümüzdeki Raphidioptera larvalarıyla tamamen aynı olduğu kolaylıkla görülebilmektedir. Bu durum Darwinistlerin çarpıtma ve yönlendirmelerinin gizleyemeyeceği bir gerçeği ilan etmektedir: Canlılar hiçbir şekilde evrimleşmemiştir.

Örümcek Fosili

Dönem: Senozik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Mimetidae familyasına dahil olan bu örümceklerin en belirgin özelliklerinden biri düşmanlarını ve avlarını fışkırttıkları salgılarla etkisiz hale getirmeleridir. Yaklaşık olarak 200 türü bilinmektedir. Bundan milyonlarca yıl önce yaşayan örümceklerin her türü, fiziksel yapıları, yuva yapma şekilleri, avlanış yöntemleri ile günümüzdeki örümcekler, türleriyle aynı özelliklere sahiptir. Bu aynılık, canlıların evrim geçirmediğinin en önemli ispatlarından biridir.

Archaeognatha (Tüylü Kuyruk) Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Tüylü kuyruklular takımının, Archaeognata alt takımına dahil olan bu böceklerin, farklı familyaları hem kuzey hem de güney kürede yaşar. Bacak, anten veya uzantılarından biri kesildiğinde, bu uzuv yeniden çıkmaktadır. 50 milyon yıl önce yaşamış olan Archaeognata'ların yapısal ve görsel olarak günümüzdeki örneklerinin aynısı olduğunu gösteren bu fosil, aynı zamanda evrimin hiçbir zaman yaşanmadığının da delilidir. Tüm canlılar gibi, Archaeognataları da Yüce Allah yaratmıştır. 

Asalak Arı Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Asalak arılar (Ichneumonoidea) üst familyasına dahil olan tüm canlıların ortak özelliği parazit yaşam sürmeleridir. Tüm dünya genelinde farklı türlerine rastlanır, ancak yoğun olarak kuzey yarım kürede yaşarlar.
On milyonlarca yıldır değişmeyen yapıları ve görünümleriyle asalak arılar da evrimi yalanlamaktadır. Evrimcilerin asalak arıların sözde ortak atası olarak gösterebilecekleri hiçbir canlı yoktur. Söz konusu canlıların hangi aşamalardan geçerek bugünkü yapılarını kazandıklarını da açıklayamazlar. Çünkü fosil kayıtlarında ne böyle bir atanın izine rastlanmakta ne de asalak arıların herhangi bir aşamadan geçtiği görülmektedir. Tüm canlılar gibi tüm asalak arı fosillerinin de ortak özelliği "değişmezlik"tir.

Phasmatidae (Cadı Çekirgesi) Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Phasmatidae familyasına dahil olan bu canlıların önemli özelliklerinden biri renk değiştirebilme yeteneğine sahip olmasıdır. Işığın, sıcaklığın, nemin hatta besinin durumuna göre renklerini değiştirebilir. Bu değişim, pigment yoğunluğunun yer değiştirmesi ya da pigmentlerin yeniden oluşumuyla meydana gelir.* Resimde görülen 50 milyon yaşındaki Phasmatidae tıpkı bugün yaşayan örnekleri gibi rengini değiştirebiliyordu. Günümüzde yaşayan Phasmatidae hangi özelliklere sahipse, 50 milyon yıl önce yaşayanlar da aynı özelliklere sahipti. Bu gerçek karşısında, evrimcilerin sözde ilkelden gelişmişe doğru ilerleme, aşama aşama gelişme gibi iddialarının bir anlamı kalmamaktadır.
* Ali Demirsoy, Yaşamın Temel Kuramları, Cilt II, Kısım II, s. 406

Kelebek Larvası Fosili

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Larva, kelebeğin gelişim aşamalarından biridir. Larvalar başkalaşım geçirerek erginleşir ve renkli kanatlarıyla, çok güzel birer kelebek haline gelir. Bu başkalaşım milyonlarca yıldır aynı şekilde gerçekleşmekte ve bu süreç hiç bir şekilde değişmemektedir. Resimde görülen 50 milyon yaşındaki kelebek larvası da hiçbir şekilde evrimleşmemiştir, günümüz kelebek larvalarıyla tamamen aynıdır.
Canlıların kökeni hakkındaki evrim iddiası bilimsel gerçeklere dayanmayan, ateist ve materyalist bir açıklamadır. Darwinizm, hayali senaryolara, sahte delillere, karmaşık masallara dayanan saplantılı bir spekülasyondan ibarettir. Canlılığın kökeninin aslı ise, sayısız delilin tasdik ettiği Yaratılış gerçeğidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder